The Secret Sırr The Secret Kitap özeti

Betül17 denizimsi
The Secret

Evrenin yasalari vardir ve herkese esit davranir. Biri bir binanin en üst katindan düstügünde, evren onun iyi yada kötü biri olmasina bakmaz, Yerçekimi Yasa’sina tabi olarak yere çakilir. Çekim Yasasi da herkes için ayni ölçüde geçerlidir.

·“Düsünceler Somutlasir!..”


(okudugunuza, seyrettiginize, dinlediginize, söylediginize .. dikkat edin.. Bunlarin hepsi sizin düsüncelerinizdir ve gerçek olabilirler!) Unutmayin ki, bütün icatlar tek bir düsünceyle baslamistir.

Yasaminiz, sahip oldugunuz baskin düsüncelerin aynasidir. En çok neleri düsünüyorsunuz?

Çekim Yasasi; sizin iyi ya da kötü bir insan olmanizla, düsüncenizin iyi yada kötü olmasiyla, seçtiginiz cümlenin iyi yada kötü olmasiyla ilgilenmez, onu olumlu olarak algilar ve gerçeklestirmek istediginizi varsayarak gerçeklestirir. “Parasiz kalmak istemiyorum” cümlenizi “parasiz kalmak istiyorum”, sismanlamak istemiyorum” cümlenizi “sisman olmak istiyorum” seklinde algilar ve onu gerçeklestirir.

Düsünceler manyetiktir ve birer frekanslari vardir. Ve ayni frekanstaki düsünceleri, manyetik güçlerin etkisiyle size dogru çeker-kaynagina. Zihninizde bir seyi net olarak belirlediginiz zaman, onlari kendinize çeken bir miknatisa dönüsürsünüz ve istekleriniz de size dogru manyetize olur. Hayatinizdaki bir seyi degistirmek için, düsünce frekansinizi, yayininizi degistirin.

Düsüncelerinizle sadece ve sadece kendinize zarar verebilir yada sadece kendinizi mutlu edebilirsiniz! Sevgiyi düsündügünüzde, en yüksek frekanstasinizdir.



·Hislerimiz;

ne düsündügümüzden haberdar olmamiz için bize verilmis en müthis armagandir. Iyi düsünürken kötü hissetmeniz imkansizdir. Duygulariniza dikkat edin ve olumsuz hislere sahipseniz hemen farkedip olumlu düsünce ile degistirin! Olumlu duygular yasadikça (sevinç, minnettarlik ve sevgi…) daha fazla olumlu duygu ve olguyu yasaminiza çekeceksiniz.

Hislerimiz; gelisme gösterip göstermedigimiz ya da dogru yolda mi yoksa yanlis yolda mi oldugumuz konusunda bize geri bildirim saglayan bir mekanizmadir. Bir düsünceyi “sürekli” aklimizdan geçirdigimizde; bu mesaj derhal evrene yollanir. Böylece sözkonusu düsünce gider, manyetik olarak benzer frekansa baglanir ve birkaç saniye içinde o frekansa dair bilgileri hislerimiz araciligiyla bize geri gönderir. Diger bir deyisle hislerimiz, hangi frekansta oldugumuzu anlamamiz için Evrenin bize gönderdigi bilgilerden olusan bir iletisim biçimidir. Hislerimiz bize ait bir frekansla geribildirim mekanizmasidir. Iyi seyler hissettigimizde Evren’den bize geri gelen haber “iyi seyler düsünüyorsun” olur.

Kötü seyler hissettigimizde Evren bize “kötü seyler düsünüyorsun”, “Dikkat! su an düsündügün seyi degistir. Olumsuz frekans kayitta. Frekansi degistir. Dikkat! Geri sayim baslamistir” der. Bir daha kötü seyler hissettiginizde Evren’in sinyaline kulak verin. O an, size gelen iyilikleri “olumsuz frekansta oldugunuz için engellediginiz an’dir.” Derhal olumlu düsüncelere yogunlasin, kendinizi iyi hissetmeye basladiginiz anda yeni bir frekansa geçtiginizi; Evren’in de bunu onaylayarak size olumlu hisler gönderdigini anlayacaksiniz.

Kendini mutsuz, öfkeli ya da üzgün hissediyorsan, bunu kolayca degistirebilirsin: Sarki söyleyerek, sevdigin birini ya da bir bebegi düsünerek, güzel anilari hatirlayarak, evcil bir hayvana severek, çiçek koklayarak, agaçlara dokunarak.. birini seç ve öylece kal..

Güne güzel baslar ve mutluluk duygusu içinde kalirsaniz, herhangi bir seyin ruh halinizi degistirmesine izin vermediginiz sürece, çekim yasasi geregince, yasadiginiz mutluluk duygusunu sürekli kilacak bir çok durumu ve insani kendinize çekersiniz.

Düsündükleriniz çok baglayici olmayabilir ama hissettiklerinizi aynen alirsiniz. Duygularinizda yapacaginiz basit bir degisiklik, günlerinizi ve hayatinizi tümden degistirebilir.

“Su an kendime çektigim sey nedir?” “…” Peki kendinizi nasil hissediyorsunuz? “Iyi hissediyorum.” O zaman devam edin. Kendinizi iyi hissediyorsaniz, mutlaka iyi seyler düsünüyorsunuzdur. Böyle durumlarda ilerleme kaydeder, daha çok iyiligi size geri getirerek kendinizi iyi hissetmenizi saglayacak güçlü bir frekans yayarsiniz. Kendinizi iyi hissediyorsaniz, arzulariniz dogrultusunda bir gelecek yaratiyorsunuz demektir.



Mutlu oldugunuz, kendinizi iyi hissettiginiz zamanlari degerlendirin. Mutlu oldugunuzda, daha çok iyi seyi, güçlü bir biçimde kendinize çekeceginizi unutmayin.

Duygu ve düsüncelerinize gerçek anlamda hakim olmaya basladiginizda, kendi gerçeginizi nasil yarattiginizi da göreceksiniz! Bagimsizliginizin ve gücünüzün kaynagi buradadir.

Siz, kendi yasaminizin Michelangelo’susunuz ve siz kendi yasaminizin saheserisiniz.

Dünyanin Sirri:

Hayatiniz sizin tarafinizdan kesfedilmeyi bekliyor.. Evren sizin dostunuzdur.. “Hayat çok kolay. Hayat çok güzel.. Iyi olan ne varsa bana geliyor” diye haykirmaya baslayin. Içinizin derinliklerinde sizin tarafinizdan kesfedilmeyi bekleyen bir gerçek var: Yasamin size sundugu tüm iyi seyleri hakettiginiz “gerçegi. Bütün iyi seyler dogustan hakkinizdir! Anahtar ise sizin duygu ve düsünceleriniz. Bu anahtar hep sizdeydi! Siz kendi kendinizin yaraticisisiniz; çekim yasasi ise, yasamak istediginiz her seyi yaratmak için sahip oldugunuz olaganüstü donaniminiz. Hayatin büyüsüne ve Kendi ihtisaminiza hos geldiniz!

Size düsen istemek, istediginizi almakta oldugunuza inanmak ve kendinizi mutlu hissetmek. Arzulariniza ulasmak için onlara yer açin, bu sinyalinizi Evren muhakkak alir. Dileginizle davranislarinizin uyumlu olmasina dikkat ederek “dileginiz gerçekten olmus gibi yasayin”.

Istediginiz sey ne olursa olsun, su an görünmeyen alanda mevcuttur. Eger o seye sahip degilsek, tek sebebi onun bize gelmesini, düsüncelerimizle, inançlarimizla (haketmedigimiz inanci, imkansiz oldugu inanci, karakterimiz bozulur inanci vs) bizim durdurmus olmamizdandir. Siz, SIMDI isteginize, bolluk berekete, mutluluga odaklanin, inanin.. o size muhakkak gelecektir.

Düsüncelerinizi ve frekansinizi mutluluga ayarlayin. Içinizdeki mutluluk ve nese duygusunu disari yansitarak, bu sinyalleri tüm gücünüzle Evren’e iletin, dünya üzerindeki gerçek cenneti yasayacaginizi göreceksiniz.

“Neye karsi koyarsan, o israrla olmaya devam eder.”

Herhangi bir seye direnmek, yayinlanmis görüntüleri degistirmeye çalismaya benzer. Bos yere ugrasmis olursunuz, asil yapmaniz gereken; duygu ve düsüncelerinizle yeni sinyaller göndererek yeni görüntüler olusturmak için kollari sivamaktir. Savas karsitiysaniz; bundan vazgeçerek baris yanlisi olun. Açliga karsiysaniz; insanlarin tüketebileceklerinden fazla yiyecek bulmalarindan yana olun. Bir politikaciya karsi oldugunuzda ise, onun rakibini destekleyin. Seçimler genellikle, insanlarin karsi çiktigi politikacinin lehine sonuçlanir; çünkü o odak noktasi olmus ve bütün enerjiyi çekmistir. Dünyadaki hersey tek bir düsünceyle basladi. Büyük seyler daha da büyür, çünkü bir kez ortaya çiktiktan sonra daha çok insan tarafindan düsünülürler. Sonra bu düsünce ve duygular, sözkonusu sonucu hayatimizda tutarak daha da büyümesini saglarlar. Zihinlerimizi o düsüncelerden uzaklastirir, sevgiye odaklarsak, o sonuç olusmaz, buharlasip gider.

Hayatiniza birseyleri çekmek istediginizde; davranislarinizin arzularinizla çelismediginden emin olun.

Mevcut kosullari nedeniyle kendisini sikistirilmis, hapsedilmis hisseden bir çok insan vardir. Su anki kosullariniz ne olursa olsun, onlar yalnizca SIMDIKI gerçekliginiz ve bu gerçekleriniz SIR’ri kullanmaya baslamaniz sebebiyle degismeye baslayacak.

Arzu etmek sizi arzuladiginiz nesneyle birlestirir, ummak ise onu hayatiniza dogru çeker.

Isteklerinizi gerçeklestirmek Evren’in hiç zamanini almaz. Evren 1milyon dolari da 1 dolari da ayni kolaylikla hayata geçirir.

Bir fincan kahve ya da tanidiginiz birini görmek gibi küçük seylerle baslamak, çekim yasasinin isledigini görmenin en kolay yollarindan biridir. Kendinize çekme konusunda sahip oldugunuz güze dair deneyim edindikten sonra, daha büyük seyler yaratma konusuna geçersiniz.



En çok düsündügünü (odaklandigini)

tekrarladigin taktirde (israr)

ayni frekansta olarak (benzer benzeri çeker)

zihninde bosluk yaratirsan (huzur)

mutlaka gerçeklestirirsin.




· Zihinde huzur yaratmak için: Günlük 3-10 dakikalik meditasyonla basla. Örnegin baslangiçta “düsüncelerimin efendisiyim” cümlesiyle niyet çalismasi yaparsan, düsüncelerin üzerinde farkindalik kazanirsin. Zihninde huzur yaratirsan, ona hakim olabilirsin.

·Uyumadan önce pozitif ve olmasini istediginiz seyleri düsünün.. Çekim Yasasi kuvvetleri, biz uykudayken, en son düsündüklerimiz üzerinde çalisir.

Uykuya dalmadan önce o gün yasadiklarinizi düsünün. Istediginiz gibi gitmeyen bir olay ya da an olduysa, bunu da zihninizin içinde sizi mutlu edecek biçimde gelismis gibi yeniden düsünün. Bu olaylari beyninizde tam istediginiz gibi yeniden yarattiginizda, o günün frekansini temizleyerek ertesi gün için yeni bir frekans yaymaya baslarsiniz. Böylece, geleceginiz için kendi isteginiz dogrultusunda yeni görüntüler olusturmus olursunuz.



Paranin Sirri:

Para kazanmak için para verin. Çünkü bir seyi verdiginiz zaman; “bende daha çok var” demis olursunuz. Insan bir seyi tüm kalbiyle verdiginde, yapabilecegi en keyifli isiyapmis olur ve çekim yasasi bu sinyali yakalayarak daha bile fazlasini hayata geçirir. Begendiginiz birsey gördügünüzde “buna gücüm yeter” deyin ve içinizde yeterlilik, iyi duygular olusturun.



·Iliskilerin Sirri:


Bir iliskiyi kendinize çekmek istediginizde; düsünceleriniz, sözleriniz, davranislariniz ve yasadiginiz mekanin bu arzunuzla çelismediginden emin olun.. Mükemmel esini hayatina çekmek isteyen bir kadinin öyküsüyle örneklersek: O bunun için gereken her seyi dogru biçimiyle uygulamisti: Bulmak istedigi esin niteliklerini kafasinda netlestirmis, bunlara dair ayrintili bir liste hazirlamis ve onunla birlikte yasamak istedigi hayati zihninde canlandirmisti. Tüm bunlari yapmis olmasina ragmen, bekledigi esle ilgili herhangi bir hareket yoktu. Bir gün eve geldiginde arabasini garajin ortasina park ederken, mükemmel esine park yeri birakmadigini fark etmisti. Böylece garajda onun arabasina yer birakacak sekilde park etti. Tikis tikis dolu gardrobunda onun esyalarina yer birakmamisti, giysilerinin bir kismini oradan alarak ona yer açti, yatagin ortasinda yatmaktan vazgeçip kendi tarafinda yatmaya basladi. Bu hikayesini Sir’rin ögretmenlerinden Mike Dooley’e anlattigi sirada, mükemmel esi yaninda oturuyordu ve mutlu bir evlilik yaptilar.

Herkes kendi mutlulugundan sorumludur. Kendinizden siz sorumlusunuz. Önce kendinizi doyurmadiginiz sürece, baskasina verecek bir seyiniz olmaz.

Kendinize, baskalarinin size davranmasini istediginiz gibi davranin.

Kendinizi sevip sayin. Kendi kendinizi mutlu etmeye zaman ayirin. Davranislariniz etkili düsüncelerinizdir; bu yüzden kendinize sevgi ve saygiyla yaklasin ki, degerli ve iyi seyleri hakeden biri oldugunuz sinyali Evren’e yayilsin.. ve siz bu frekansa geçin. Böylece Çekim Yasasi tüm Evren’i harekete geçirecek, hayatiniz sizi sevip sayan insanlarla dolup tasacak.

Kendinizi kötü hissettiginizde, sevginin size ulasmasini engellemekle kalmiyor, size kendinizi kötü hissettirecek insanlari ve durumlari da daha fazla kendinize çekiyorsunuz. Kendinizde begendiginiz özellikerinize odaklandiginizda, çekim yasasi sizinle ilgili bu güzellikleri artirarak size döndürecektir.

Sevgiyi elde etmek için… içinizi onunla öyle bir doldurun ki; sevgiyi çeken bir miknatis olun.. Kendinizden hosnut oldugunuzda, Evren’de sizin için var olan tüm sevgi ve iyilik hayatiniza akmaya baslar. Çünkü; iyiliginize olan her sey; saglik, zenginlik, ask dahil, her bir konu mutluluk, mutlu olma frekansindadir. Sevdiginiz zaman Evren’le tam ve katisiksiz bir uyum içinde oluyorsunuz. Yalnizca sevdiginiz seylere odaklanin, sevgiyi hissedin; o sevginin ve mutlulugun size gerei gelecegini göreceksiniz. Hem de katlanmis olarak! Çünkü Çekim Yasasi böyle çalisir.

Bir iliskiyi yürütebilmek için; o iliskinin diger öznesine dair yakinmalariniza degil, onun takdir ettiginiz yönlerine odaklanin. Bu güçlendirici unsurlara odaklandiginizda, onlar çogalarak size geri gelecekler.



·Sagligin Sirri:

Fiziksel yapimiz hastaligi; bize durumumuz hakkinda bilgi vermek, bakis açimizin dengesinin bozuldugunu, sevgi ve sükran duygularimizi kaybetmeye basladigimizi bildirmek için yaratir. Sevmek ve sükretmek, denizleri ikiye ayirabilir, daglari yerinden oynatabilir, mucizeler yaratabilir. Sevgi ve sükran, tüm hastaliklari ortadan kaldirabilir. Ve gülmek, gerçekten en iyi ilaçtir.

Hepimiz içimizde kurulu temel bir programla dünyaya geliyoruz. Buna “kendi kendini iyilestirme” deniyor. Yaralandigimizda yaralar kendiliginden kapaniyor, bakteriyel enfeksiyon geçirdigimizde bagisiklik sistemimiz kendi kendine iyilestiriyor. Bagisiklik sistemi kendi kendisini iyilestirmek için tasarlanmistir. Duygusal açidan saglikli bir vücutta hiç bir hastalik barinamaz. Vücudunuz her saniye milyonlarca hücreyi yeniler ve ayni zamanda milyonlarca yeni hücre yaratir. Insanin karsilastigi tüm kötülüklerin, hastaligin, fakirligin ve mutsuzlugun nedeni, kusurlu düsüncelerdir. Olumsuz düsüncelerin ve stresin, insan bedenine ve beyin fonksiyonlarina ciddi zararlar verdigi ispatlanmistir. Bunun nedeni; duygu ve düsüncelerimizin sürekli bir araya gelip, yeniden organize olup bedenimizi bastan yaratmalaridir.

Yaslanmaya dair tüm inanislar bizim zihnimizden kaynaklanir, bu yüzden bu düsünceleri bilincinizden atarak, ebedi gençlik ve saglik fikri üzerinde yogunlasin. Toplumun hastalik ve yaslilik konusunda verdigi mesajlari dinlemeyin. Vücudunuzun sadece bir kaç aylik oldugunu, tipki bir çocugunki gibi esnek ve mükemmel oldugunu düsünün. Mükemmel sagliga, mükemmel bir vücuda, mükemmel bir kiloya ve sonsuz gençlige ulasacak sekilde düsünebilirsiniz. Sürekli mükemmelligi düsünerek bunu gerçeklestirebilirsiniz.

Etrafinizda ne olursa olsun, parmaginizla “mutlu hissetme dügmesi”ne basin ve basili kalsin.

“Mükemmel sagliga ve mutluluga odaklanmak”, disarida ne olanlara, basimiza gelebileceklere ragmen hepimizin kendi içinde yapabilecegimiz bir seydir.

Hastaliklardan bahseden birini dinlediginizde, buna odaklandiginiz için siz de hastaligi davet edersiniz. Ayrica onun hastaliginin ilerlemesi yönünde enerji vermis olursunuz. Bu durumdaki birine yardimci olmak istiyorsaniz; sohbet konusunu elinizden geldigince güzel seylere yönlendirin ya da kendi yolunuza gidin. Oradan uzaklasirken ise; o insanin saglikli oldugunu imgeleyerek ve hissederek ona güç ve enerji verin, gerisini akisa birakin.

Unutmayin, Evren’de zaman ve boyut yoktur. Bu yüzden bir hastaligi iyilestirmek de, bir sivilceyi iyilestirmek kadar kolaydir. Herhangi bir sikintiyi kendinize çektiginizde, onu bir sivilce boyutuna indirin, tüm olumsuz düsünceleri kafanizdan atin ve sagligin mükemmelligine odaklanin. Michael Bernard Beckwith “Kendi kendine iyilesen böbrekler, yok olan kanserler gördüm. Görme yeteneginin arttigina ve geri kazanildigina da sahit oldum..”

“Hikayem 10 mart 1981’de basliyor. O gün gerçekten hayatim degisti. Asla unutmayacagim bir gündü. Uçak kazasi geçirmis ve tamamen felç olmus bir vaziyette hastaneye yatirilmistim. Omuriligim ezilmis, birinci ve ikinci boyun omurlarim kirilmisti. Yutma refleksim yokoldugundan bir sey yiyip içemiyor, diyaframim zedelendiginden nefes alip veremiyordum. Yapabildigim tek sey gözlerimi kirpmakti. Doktorlar ömrümün geri kalanini bitkisel hayatta geçirecegimi söylediler tabii. Bundan sonra yapabilecegim tek sey gözlerimi kirpmak olacakti. Bana baktiklarinda gördükleri tablo bu olmasina ragmen, onlarin ne düsündügünün bir önemi yoktu. Asil önemli olan, benim ne düsündügümdü. Kendimi yeniden normal bir insan gibi o hastaneden çikip giderken hayal ettim. Hastanede yatarken yapabilecegim tek sey zihnimi çalistirmakti ve suurunuz yerinde olduktan sonra, gerisini tekrar eski haline getirebilirsiniz. Solunum cihazina bagli yasiyordum.Doktorlar diyaframim parçalandigi giçin bir daha asla kendi kendime nefes alamayacagimi söylemislerdi ama içimdeki küçük bir ses bana “derin nefes al, derin nefes al” diyordu. Sonunda solunum cihazindan çikarildim. Doktorlar bu duruma bir açiklama getiremediler. Bense, beni amacimdan ya da zihnimde canlandirdigim görüntüden uzaklastiracak herhangi bir seyin aklima girip dikkatimi dagitmasina izin veremezdim. Noel’de hastaneden yürüyerek çikmayi kendime hedef koymustum ve bunu basardim. Kendi iki ayagim üzerinde yürüyerek hastaneden çiktim. Bunun olamayacagini söylemislerdi. O günü asla unutmayacagim. Su an disarida bulunan ve aci çeken insanlari düsünerek hayat hikayemi özetlemem ve onlara hayatta neler yapabileceklerini kisaca anlatmam gerekseydi; her seyi dört sözcükte toplayarak özetlerdim “insan düsündügü sey olur.” Morris Goodman – Yazar ve Uluslararasi Konusmaci



·Evren bolluk içindedir.


Iyi seyler asla bitip tükenmez. Hakikat, iyiligin insanlarin ihtiyaç duydugundan fazla oldugudur. Gerekenden daha fazla yaratici güç, gerekenden daha fazla güç, gerekenden daha fazla sevgi, gerekenden daha fazla mutluluk var. Bütün bunlar, sinirsiz dogasini fark eden bir beyin sayesinde ortaya çikmaya basladi. Kaynaklarin yetersiz oldugunu düsünmek, dis görüntüye bakip, her seyin disardan geldigini düsünmektir. Böyle yaptiginizda göreceginiz en kesin sey, yetersizlik ve sinirlama olacaktir. Artik varolan hiç bir seyin disaridan gelmedigini, her seyin önce içeriden düsünmek ve hissetmekle olusturuldugunu biliyor musunuz? Düsünme yeteneginiz sinirsiz olduguna göre, düsünerek yasama tasiyacaklariniz da sinirsizdir ve bu herkes için geçerlidir.. Bunu gerçekten kavradiginizda, kendi sinirsiz dogasinin farkinda olan bir beyinle düsünüyor olacaksiniz.

Evren çekim yasasi araciligiyla herkese her seyi sunar, ayricalik yapmaz. Neyi yasamak istediginizi seçme yeteneginiz var. Kendiniz için bir seçim yapin, çünkü SIZ bunu yapabilecek tek kisisiniz!

Baska hayatlar için bir sey olusturmaniz mümkün degil; çünkü onun yerine düsünemezsiniz. Düsüncelerinizi baskalari için birseyler olusturmaya zorladiginizda, elde edeceginiz sonuç, benzer olaylari “Kendinize” çagirmak olacaktir. Bu yüzden, birakin onlar da kendileri için kendi istedikleri hayatlari yaratsinlar.



·Sizin Sirriniz:


Her sey enerjidir. Evreni galaksimiz ve gezegenimiz, insanlar, sonra bu bedenlerin iç yapilarindaki organ sistemleri hücreler, molekküller ve atomlar var. Sonra da enerji. Demek ki Evren’deki her sey aslinda enerji. Evrende’deki en kuvvetli yayin merkezi sayilmanizin nedeni: Her enerji belli bir frekansla titresir. Siz de bir enerji oldugunuza göre, belli bir frekansta titresim yayiyorsunuz; bu frekansi belirleyen ise, herhangi bir zaman diliminde düsündükleriniz ve hissettikleriniz. Ulasmak istedikleriniz de birer enerji olduguna göre, onlarin da yaydiklari titresimler var. Ulasmak istediginiz seyi düsünüp o frekansi gönderdiginizde, istediginiz o seye ait enerjinin o frekansta titresmesini saglayarak, onu Size getiriyorsunuz. Evrenin en etkili yayin merkezi sayilmanizin nedeni, size enerjinizi düsünceleriniz araciligiyla odaklama ve odaklandiginiz seye ait tiresimleri degistirme gücü verilmis olmasidir; çünkü bu titresimler o enerjiyi manyetik olarak size çekecektir. Insanlar kendi manyetik enerjlerini kendileri yönetirler; çünkü frekansi yaratan unsurlar duygu ve düsüncelerdir, hiç kimse sizin yerinize düsünüp hissedemez.



·Siz ruhsal bir varliksiniz.


Siz enerjisiniz ve enerji yok edilemez. Enerji sadece sekil degistirir. Dolayisiyla size ait katiksiz öz, daima varolacak. Siz sonsuz enerjisiniz.

Bizler genellikle dikkatimizi beden dedigimiz, fiziksel varligimiza veririz. Aslinda beden sadece ruhumuzu tutar. Aslinda kimligimizin %99’u görünmez ve ona dokunulmaz. Siz, kendini siz olarak ifade eden Ebedi Hayat, kozmik bir varliksiniz. Siz; güç, bilgelik, mükemmelik, görkemsiniz.

Bütün gelenekler size, yaratici kaynagin imgesinden ve suretinden yaratildiginizi söyler. Bu da, kendi dünyanizi olusturma konusunda müthis bir potansiyele sahip oldugunuz anlamina gelir; ve öylesiniz.

Simdiye kadar kendiniz için mükemel ve degerli seyler olusturmus olabilirsiniz, belki de bunu basaramamissinizdir. Burada dikkate almanizi istedigim sey su: “Yasaminizda elde ettiginiz sonuçlar, gerçekten almak istedikleriniz miydi? Size layiklar miydi? Size layik olmadiklarini düsünüyorsaniz, simdi bunu yapacak güce sahip oldugunuza göre, bunu degistirmenin tam zamani degil mi?



· Evren düsünceden dogmustur.


Bizler sadece kendi kaderimizi olusturmakla kalmiyor, etrafimizinkini de olusturuyoruz.

Ulasabileceginiz fikirler size sonsuz olarak sunulmaktadir. Bilgiye dair her sey, kesifler, buluslar hepsi birer olanak olarak Evrensel Akil’da, insanoglu tarafindan ortaya çikarilmayi beklemektedir. Her seyi bilincinizde tutmaktasiniz.

Hepimiz birbirimize bagliyiz ve hepimiz BIR’iz. Baskalarina dair olumlu ya da olumsuz düsüncelerin bize geri dönmesinin sebebi de budur.

Geçmiste yasadiginiz sikintilari, kültürel kodlari ve sosyal yargilamalari unutun. Hakettiginiz yasami olusturabilecek tek kisi sizsiniz.

Arzularinizi gerçeklestirmenin en kisa yolu, dileklerinizi mutlak gerçekler olarak görmektir.

Gücünüz düsüncelerinizdedir, bu farkindaligi kaybetmeyin. Diger bir deyisle; “hatirlamayi hatirlayin.”



· Siz Geçmisiniz degilsiniz.


Hayatin akisi içinde birçok insan kendisini kurban konumunda görür ve bunun için de genellikle geçmisi suçlar; örnegin, küfürbaz bir ebeveynle yada sorunlu bir ailede büyüdüklerini söylerler. Psikologlkarin bir çogu ise, ailelerin yüzde seksenbesinin sorunlu oldugunu söylüyor, bu durumda o kadar da yalniz degilsiniz. Asil soru, su an ne yapmakta oldugunuz. Su an neyi seçiyorsunuz? Çünkü odaklandiginiz sey ya budur, ya da ulasmak istediklerinizdir. Insanlar olmasini istedikleri seylere odaklandiklarinda, istemedikleri seyler onlardan uzaklasir. Arzulari daha genis yer kaplamaya baslarken, diger taraf kaybolur.

Geçmisinizdeki herhangi birini basiniza gelenlerden dolayi suçluyor veya ona kin besliyorsaniz, bu davranisinizla yalnizca “kendinize” zarar veriyorsunuz. Hakettiginiz yasami size saglayabilecek tek insan sizsiniz. Bilinçli bir sekilde isteklerinize odaklanarak güzel duyulara dair isinlar yaymaya basladiginizda, çekim yasasi size cevap verecektir. Yapmaniz gereken tek sey, baslayarak sihri açiga çikarmak.

Artik “Evren’de yeterli olandan daha fazlasi var”, “yaslanmiyor, gençlesiyorum” gibi farkli inanislara sahip olmaya basladiniz. Çekim yasasini kullanarak bunlari istediginiz gibi türetebilirsiniz.

Artik kendinizi kalitsal kaliplardan, kültürel kodlamalardan, sosyal yargilardan kurtarabilir; içinizdeki gücün dünyanin içindeki güçten daha büyük oldugunu kesin bir biçimde kanitlayabilirsiniz.

“Iyi, bu çok güzel ama ben bunu yapamam ki”, ya da “bunu yapmam izin vermezler ki,” ya da bunu yapmama yetecek kadar param yok ki” ya da “o kadar güçlü degilim” yada “o kadar zengin degilim” yada “o degilim, bu degilim, su degilim, degilim, degilim…” Degilim’lerin her biri bir yaratimdir’! Ben’…im” dediginiz zaman, bunu izleyen sözler etkili bir gücü üretime çagiriyor, çünkü siz orada söylediginizin gerçekligini ilan etmis oluyor, bunu kesinlikle açikliyorsunuz. Böylece siz, “yorgunum”, “sismanim”, “geç kaldim, “yasliyim”… dediginizde, lambadaki cin ortaya çikiyor ve “dilegin benim için emirdir” diyor.

Bunlari bildiginize göre, bu iki güçlü sözcügü “BEN …Im” sözlerini kendi yarariniza kullanmaya baslasaniz daha iyi olmaz mi? “BEN mutluYUM, BEN bereketliYIM, BEN saglikliYIM, BEN sevgiYIM; BEN dakikiIM; BEN ebedi gençlikIM, BEN her gün enerji doluyUM..” gibi.

Charles Haanel, Mamuncuk Sistemi adli kitabinda, herhangi bir insanoglunun isteyebilecegi herseyi birlestiren bir olumlama oldugunu ve bu olumlamanin her istek için uyumlu kosullar ürettigini söylüyor. Çünkü bu olumlama Hakikat’le tam bir uzlasi içindedir. Söz konusu olumlama: “Ben mükemmel, kuvvetli, etkili, sevecen, uyumlu ve mutlu bir bütünüm.” Bu, istegini görünmeyen alandan görünür alana çekmeye çalismak gibidir: Dileginizi kesinlikle olmus gibi görün, Bu isteginizi, “saniyede”, isik hiziyla ortaya koyacaktir; çünkü O, Evrensel ruhsal alanda bir olgudur ve o alan, varolan her seydir.



· Düsüncelerinizin Gücünün farkina Varin


Bütün gücünüz, o gücün farkinda olmaktan ve bu bilinci kaybetmemekten geliyor. Onu basibos birakirsaniz, beyniniz raydan çikmis bir buharli trene benzeyebilir. Geçmiste yasadiginiz kötü olaylari alip geleceginize yansitarak, sizi geçmisinizden de geleceginizden de koparabilir. Bu kontrol-disi düsünceler de bir sey olusturmaktadir. SIMDIKI ZAMANda yasadiginizin farkina vardiginiz taktirde, ne düsündügünüzün farkinda olursunuz. Böylece düsünceleriniz üzerinde kontrol kazanmis olursunuz. Gücünüzün kaynagi da buradadir.

Peki daha çok farkindaligi nasil kazanacaksiniz? Bunu yapmanin yollarindan biri; bir an için durup kendinize, “Su an ne düsünüyorum?” “Su an ne hissediyorum?” diye sormaktir. Bunu kendinize sordugunuz an, duygu ve düsüncelerinizi fark ettiniz demektir; çünkü beyninizi simdiki zamana getirmis olursunuz. Bu uygulamayi her gün yüzlerce kez yapin; çünkü biliyorsunuz ki gücünüzün tamami; o farkinda olmaktan geliyor.

Daha fazla farkindalik kazanmaya çalistigimda kendimi gelistirmek için; hatirlamayi hatirlar, Evren’den beni hafifçe dürterek aklimin takildigi yer neresiyse oradan Simdiki zamana getirmesini isterim. Bu; nazik bir dirsek darbesi, yürürken bir yere toslamam, birsey düsürmem, abartili bir gürültü, bir siren yada geçip giden bir tehlike olabilir. Bu tür hareketlerin tamami; aklimin baska yerlere takildigini söyleyerek, simdiki zamana geri gelmesi konusunda, beni uyaran isaretlerdir. Bu sinyalleri aldigimda hemen durur, “Su an ne düsünüyorum? Su an ne hissediyorum? Bunlarin farkinda miyim?” diye kendime sorarim.

Sir’rin gücünü fark ederek onu kullanmaya basladiginizda; tüm sorulariniza cevap bulmus olacaksiniz. Çekim Yasasini derinlemesine anladiginizda; soru sormayi aliskanlik haline getirebilir, böyle yaptikça da her birine cevap alirsiniz.Yasaminizdaki herhangi bir sey için bir cevap, bir rehber ariyorsaniz sorunuzu sorun, cevap alacaginiza inanin.

Evren’in sorularinizi tüm hayatiniz boyunca yanitladigi dogru, ama siz cevaplari ancak farkinda oldugunuz zaman alirsiniz. Çevrenizdeki her seyi fark edin, çünkü sorulariniz gün içinde her an yanitlaniyor. Cevaplari size getiren kanallar sinirsiz Bunlar dikkatinizi çeken bir gazete manseti olabilir, birinin konusmasini tesadüfen duymak, radyodaki bir ses veya geçip giden bir kamyonun üzerindeki bir ilan yada aniden gelen ilham olabilir. Hatirlamayi hatirla ve farkina var!

Gerek kendi hayatima, gerekse baskalarinin hayatina baktigimda gördügüm bir sey var; bizler kendimiz için her zaman iyi seyler düsünmüyor, kendimizi tamamiyle sevmiyoruz. Kendimizi sevmememiz dileklerimizi bizden uzak tutuyor. Kendimizi sevmedigimizde, bize gelecek seyleri iterek kendimizden uzaklastiriyoruz.

Istedigimiz sey ne olursa olsun, sevgiyle beslenir. Bütün o gençlik, para, mükemmel insan, güzel bir beden, saglik, is gibi seyleri almak demek; sevgiyi duyumsamak demek. Sevdigimiz seyleri kendimize çekmek için sevgi yaymaliyiz; bunu yaptigimizda dileklerimiz hemen yerine gelecektir.

Kendinize disaridan bakar ve görüdklerinize odaklanirsaniz, kendinizi yaniltirsiniz. Çünkü kendinize dair görüp hissettikleriniz , eskiden düsünmüs olduklarinizin sonucudur.

Kendinizi tamamiyle sevmek için; kendinize dair yeni bir boyutta içinize odaklanmalisiniz. Bir dakika durup sessizce oturun ve kendi içinizdeki yasamin varligini hissetmeye odaklanin. Siz içinizdeki varolusa odaklandikça, o da Size kendisini gösterecektir. Bu; katiksiz sevgiyi, çok büyük bir mutlulugu ve o varolusa sükretmeyi duyumsamaktir. Büyük olasilikla hayatinizda ilk kez kendinizi böylesine kusursuz bir sevgiyle seveceksiniz.

Kendinize elestirel gözle baktiginiz zamanlar, odak noktanizi hemen içsel varliginiza çevirin, böylece ne kadar kusursuz oldugunuzu görebilirsiniz. Içsel varliginiza odaklanip onu sevdiginizde; mükemmellik kendisini gösterecektir. Gerçek “ben” ruhsal bir varliktir, diolayisiyla mükemmelliginde bir kusur olmasi imkansizdir; asla bir eksikligi, sinirlamasi ya da marazi olmaz.



· Yasamin Sirri:

Gökyüzünde üzerine Tanri tarafindan dünyadaki misyonumuzun ve amacimizin yazili oldugu bir karatahta yok. Gökyüzünde üzerine “Nelae Donald Walsh; yirmibirinci yüzyilin ilk yarisinda yasamis yakisikli adam…” yazilip gerisi bos birakilmis bir karatahta da yok. Bu yüzden gayeniz, söylediginiz seydir. Göreviniz kendinize yüklediginiz misyondur. Hayatiniz kendi olusturdugunuz yasantidir. Hayatiniza ait karatahtaya istediginiz her seyi yazabilirsiniz. Eger onu geçmise ait bir dolu aniyla doldurduysaniz hemen silip temizleyin. Geçmise ait yaramaz her seyi silerek, onlari sizi bu noktaya, yeni bir baslangica getirdikleri için tesekkür edin. Artik yeni bir yazi tahtaniz var, yeniden baslayabilirsiniz; tam burada, hemen SIMDI! Kendi mutlulugunuzu bulun ve onu yasayin! Size göre mutluluk, orada 1 saat oturup meditasyon yapmaksa, bunu yapin. Mutlulugu peynirli sandviç yemekte buluyorsaniz, o zaman yiyin!

Neyi seviyorsaniz onu yapin. Size mutluluk getirecek seyin ne oldugunu bilmiyorsaniz kendinize “beni ne mutlu eder” sorusunu sorun. Kendinizi mutluluga teslim ettiginizde, mutluluk isinlari yaymaya baslayacaginiz için, sizi mutlu edecek seyler çig gibi üzerinize yagacaklar.

Simdi yapmaniz gereken tek sey; kendinizi iyi hissetmek. Kendinizi mutlu etmek. Mutlulugunuzu takip ettiginizde; sürekli neseli olur, kendinizi Evren’in bereketine açarsiniz. Bu heyecaniniz, tutkunuz ve mutlulugunuz çevrenizdeki herkese bulasir. Farkli bir gerçeklikte, farkli bir hayat yasayacaksiniz. Insanlar bunu görüdkçe size; “senin ayricaligin ne” diye soracaklar.. Aranizdaki tek fark; sizin sir’ri uyguluyor olmaniz olacak. Sonra da insanlarin bir zamanlar size; yapmanizin, almanizin ve olmanizin imkansiz oldugunu söyledigi seyleri yapabilir, alabilir, olabilirsiniz.

Muhtesem bir çagin ortalarindayiz. Sinirlayici düsüncelerimizden vazgeçtigimizde, varolusun her alaninda insanligin gerçek ihtisamini yasayacagiz. Insanoglunun ugrastigi her alan ve konuda imkansizin mümkün oldugunu görüp yasayacagiz. Sinirsiz oldugumuzu bilirsek; insana ait sinirsiz görkemi, spor, saglik, sanat, teknoloji ve bilim ile varolusun her alaninda yasayacagiz.

Ihtisaminiza kucak açin: Artik sir’ra vakif oldunuz, onunla ne yapacaginiz size bagli. Artik kendi görkeminize kucak açmanizin zamani geldi.

“Sir” sizin içinizde. Seçtiginiz sey ne olursa olsun, dogru olacak. Güç tamamiyle sizindir. Içinizdeki bu gücü ne kadar çok kullanirsaniz, onu o kadar çok kendinize çekeceksiniz. Öyle bir noktaya geleceksiniz ki, onu uygulamaya artik ihtiyaç duymayacaksiniz; çünkü Güç olacaksiniz, Kusursuzluk Oacaksiniz, bilgelik Olacaksiniz, zeka Olacaksiniz, sevgi Olacaksiniz, mutluluk Olacaksiniz.. Hayatinizin bu hassas noktasina gelmesinin tek sebebi, içinizde bir seylerin “Mutlu olmayi hakediyorsun” demis olmasi. Bu dünyaya birseyler, bazi degerler katmak için dogdunuz. Sizi siz yapan her sey, simdiye kadar yasamis oldugunuz her an, sizi bu an’a hazirladi. Artik kaderinizi degistirebileceginizi biliyorsunuz. Baska neler yapacaksiniz? Baska neler olacaksiniz? Sadece var olarak kaç insani daha kutsayacaksiniz. An’i nasil yasayacaksiniz, nasil kullanacaksiniz? Sizin dansinizi sizden baskasi yapamaz, sarkinizi söyleyemez, öykünüzü yazamaz. Kim oldugunuzun, ne yaptiginizin hikayesi asil simdi basliyor!

Dünya yörüngesinde sizin için dönüyor. Okyanuslar sizin için yükselip alçaliyor. Kuslar sizin için sakiyor. Yildizlar sizin için görünüyor. Gördügünüz tüm güzellikleri, yasadiginiz tüm harikaliklar, hepsi Sizin için buradalar. Kimliginize dair düsünmüs olduklarinizin bir önemi yok; simdi artik gerçekte kim oldugunuzu biliyorsunuz. Siz evrenin seçilmisisiniz. Kralligin varisi, yasamin mükemmeligi’siniz ve artik Sir’ri biliyorsunuz. Mutluluk sizinle olabilir! “Sir, tüm olmuslarin, olanlarin ve olacaklarin cevabidir.”
 
G
Gökhan
1. kitap iste, inan, hayal et evren versin diyor aslında gerçeği çok iste, ihlasla dua et ALLAH cc verecek olmalı nitekim ayette "bana dua edin, cevap vereyim" (mü'min 60) diyor.
2. kitap şükredin minnet edin evren mutluluğunuzu görecek daha çok verecek diyor aslında ayette "şükrederseniz size olan nimetimi arttırırım" (ibrahim 7) diyor.
3. kitap çok verin harcayın cömert olun mutlu olacaksınız evrende daha çok verecek diyor aslında ayette "mallarını ALLAH cc yolunda harcayanlara kat kat verilir"(bakara 261) hatta hadiste infak et ya bilal arşın rabbi eksiltir diye korkma buyuruluyor
KISACA: kitabı gayri müslim biri yazdığı için ALLAHın vaatlerini evren verecek şekilde mantığa bürümüş
 
Z
Zzz
Çok güzel paylaşım, bunun için sana teşekkür ederim...
 

Benzer Konular

Yanıtlar
0
Görüntülenme
3B
LAL
Yanıtlar
0
Görüntülenme
25B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
2B
Yanıtlar
0
Görüntülenme
2B
Üst